Ayak Bileği Burkulmaları: Araştırmalarla Fizyoterapi Yaklaşımı

Ayak bileği burkulmaları, hem sporcularda hem de sedanter bireylerde en sık karşılaşılan kas-iskelet sistemi yaralanmalarından biridir. Fizyoterapi danışmanlığı başvurularının önemli bir kısmını oluşturan bu durum, genellikle basit bir yaralanma olarak görülse de, yetersiz veya yanlış terapi edildiğinde Kronik Ayak Bileği İnstabiltesi (KABİ) gibi ciddi uzun vadeli sorunlara yol açabilir (Hiller vd., Sports Medicine, 2012).

Çengelköy Fizyohol Fizyoterapi ve Egzersiz Danışmanlık Merkezi olarak bu yazımızda, ayak bileği burkulmalarının mekanizmasından güncel fizyoterapi yaklaşımlarına kadar tüm süreci kanıta dayalı bir perspektifle ele alıyoruz.


Yaralanma Mekanizması ve Anatomisi: Neden Bu Kadar Sık Oluyor?

En yaygın ayak bileği burkulması, ayağın içe doğru (inversiyon) ve plantar fleksiyona zorlandığı lateral ayak bileği burkulmasıdır. Bu hareket, özellikle üç ana bağdan oluşan lateral ligament kompleksini riske atar:

  • Anterior Talofibular Ligament (ATFL): En zayıf halkadır ve genellikle ilk yaralanan bağdır.
  • Kalkaneofibular Ligament (CFL): Daha izole inversiyon hareketlerinde etkilenir.
  • Posterior Talofibular Ligament (PTFL): En güçlü bağdır ve genellikle sadece ciddi, yüksek enerjili travmalarda diğer bağlarla birlikte yaralanır.

Biyomekanik çalışmalar, ATFL’nin plantar fleksiyon ve inversiyon kombinasyonuna karşı en kritik kısıtlayıcı olduğunu göstermektedir (Golanó vd., 2010). Bu nedenle, sıçramadan kontrolsüz yere inmek veya dengesiz bir zemine basmak, bu bağ üzerinde maksimum gerilme yaratır.


Sınıflandırma ve Değerlendirme: Basit Bir Burkulma Büyük Bir Probleme Sebep Olabilir

Ayak bileği burkulmaları, bağ hasarının derecesine göre 3 sınıfta incelenir:

  • Derece 1: Mikroskobik yırtık, minimal ağrı ve şişlik.
  • Derece 2: Kısmi yırtık, orta düzey ağrı, şişlik ve morarma.
  • Derece 3: Tam yırtık, şiddetli ağrı, belirgin instabilite ve fonksiyon kaybı.

Fizyoterapistler için doğru değerlendirme, terapi planının temelini oluşturur. Palpasyon ve özel testler (ör. Anterior Çekmece Testi, Talar Tilt Testi) bağların bütünlüğünü anlamada kritik rol oynar.


Kanıta Dayalı Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Protokolü

Güncel fizyoterapi yaklaşımları, “mutlak istirahat” yerine optimal yüklenme odaklıdır. Terapi süreci, sakatlanmanın evresine göre planlanır.


1. Akut Faz (İlk 0-72 Saat): Koruma ve Ağrı Yönetimi

Hedef: Ağrı ve inflamasyonu kontrol etmek, eklem hasarını önlemek.

  • Koruma: Breys veya bantlama ile eklem korunur, ancak kontrollü hareketlere izin verilir.
  • Optimal Yüklenme: Ağrı sınırları içinde kısmi hareketler (ör. havada ayakla alfabe çizme) kas atrofisini önler (Bleakley vd., BJSM, 2012).
  • Buz & Kompresyon: Buz 15 dakika aralıklarla uygulanır. Elastik bandaj ödemi azaltır.
  • PEACE & LOVE Protokolü: Modern yaklaşımlarda sadece fiziksel değil, psikolojik faktörlerin de (optimizm, motivasyon) önemi vurgulanır. Fizyohol danışanlarına daima bu protokolü uygular.

2. Subakut Faz (3. Gün – 3. Hafta): Hareket ve Güç Kazanımı

Hedef: Hareket açıklığı, kas gücü ve propriosepsiyonu yeniden kazandırmak.

  • Eklem Mobilitesi: Dorsifleksiyon ve plantar fleksiyon egzersizleri uygulanır. Manuel terapi, eklem kısıtlılıklarını azaltır (Cleland vd., JOSPT, 2013).
  • Güçlendirme: Theraband ile dirençli egzersizler, özellikle peroneal kasları güçlendirmek için kullanılır.
  • Proprioseptif Eğitim: Tek ayak üzerinde durma, gözler kapalı denge çalışmaları, bosu topu ile egzersizler nöromusküler sistemi yeniden eğitir (McKeon & Hertel, 2008).

3. Spora Dönüş ve İleri Evre (3. Hafta ve Sonrası): Fonksiyonel Rehabilitasyon

Hedef: Spora özgü hareketlere güvenli dönüş.

  • Fonksiyonel Egzersizler: Koşu, zıplama, yön değiştirme çalışmaları.
  • Pliometrik Antrenman: Dinamik yüklenme altında ayak bileği stabilitesini artırır.
  • Önleme Stratejileri: Denge egzersizleri rutine eklenmeli, riskli aktivitelerde bantlama veya breys kullanılmalıdır (Doherty vd., BJSM, 2016).

SonuçAyak bileği burkulmaları, doğru yönetilmediğinde kronik instabiliteye yol açabilir.

Ayak bileği burkulmaları, doğru yönetilmediğinde kronik instabiliteye yol açabilen ciddi yaralanmalardır.

Çengelköy Fizyohol Fizyoterapi ve Egzersiz Danışmanlık Merkezi olarak amacımız, kanıta dayalı fizyoterapi yöntemleriyle bireyleri en güvenli ve hızlı şekilde günlük yaşamlarına ve spor aktivitelerine döndürmektir.

Erken dönemde başlayan kontrollü hareket, propriosepsiyon eğitimi ve fonksiyonel rehabilitasyon, KABİ riskini azaltan en güçlü anahtardır.


Sık Sorulan Sorular (S.S.S.)

1. Ayak bileği burkulmasında hemen doktora gitmeli miyim?
Şiddetli ağrı, yük verememe veya ileri derecede şişlik varsa vakit kaybetmeden doktora başvurulmalıdır.

2. Ayak bileği burkulmasında buz ne kadar süreyle uygulanmalı?
İlk 48 saat boyunca, 15 dakikalık aralıklarla günde birkaç kez uygulanabilir.

3. Burkulmadan sonra spora ne zaman dönebilirim?
Bu süre, yaralanmanın derecesine göre değişir. Fizyoterapist eşliğinde kademeli dönüş önerilir.

4. Kronik Ayak Bileği İnstabilitesi nedir?
Burkulma sonrası yeterli terapi yapılmazsa, bağlar zayıf kalır ve tekrarlayan burkulmalar görülür. Bu duruma kronik instabilite denir.

5. Burkulmalarda istirahat mi, hareket mi daha önemlidir?
Güncel yaklaşımlar, kontrollü ve kademeli hareketin istirahatten daha faydalı olduğunu göstermektedir.

6. Tekrarlayan ayak bileği burkulmalarını nasıl önleyebilirim?
Denge egzersizleri, peroneal kasların güçlendirilmesi ve gerektiğinde breys/bantlama kullanımı oldukça etkilidir.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top